YÜZYILIN EN BÜYÜK GİZEM-LERİNDEN BİRİ...

James Webb Uzay Teleskobu'nun çektiği ilk görüntüler arasında derin uzayda yer alan ve tanımlanamayan bir grup cisim vardı. Bu cisimler o kadar sıra dışıydı ki evrene dair anlayışımızı altüst etme ihtimali taşıyorlardı. Nihayet gök bilimciler bu cisimlerin ne olduğunu kavramaya başladı.

- GEORGINA TORBET

Sorunlar, altı küçük kırmızı noktayla başladı. Binlerce nokta arasındaki alti puslu küçük nokta her şeyi sorgulatmaya yetti.

Bu cisimler o kadar sıra dışıydı ki evrene dair anlayışımızı altüst etme ihtimali taşıyorlardı. Nihayet gök bilimciler bu cisimlerin ne olduğunu kavramaya başladı. Sorunlar, altı küçük kırmızı noktayla başladı. Binlerce nokta arasındaki altı puslu küçük nokta her şeyi sorgulatmaya yetti.

Bu noktalar, James Webb Uzay Teleskobunun (JWST) çektiği görüntülerde belirmişti ve gök bilimcilerle astrofizikçiler, onlara hangi açıdan bakarsa baksın kesinlikle mantıklı gelmiyorlardı. Noktaların rengi, yaydıkları ışığın dalga boyları ve bu kadar çok sayıda olmaları gibi tüm özellikleri yanlış görünüyordu. Bu noktalar, evrene dair bildiklerimize uymuyordu.

Ama varlardı. Altı küçük nokta, insanlığın şimdiye kadar inşa ettiği en gelişmiş teleskobun topladığı görüntülerin tam ortasında apaçık şekilde duruyordu. JWST uzayın o kadar derinlerine bakabiliyor ki bir bakıma zamanı geri sarıp evrenin neredeyse başlangıcını görebiliyor.

Bu altı rahatsız edici noktanın varlığını açıklayabilecek yalnızca üç ihtimal vardı. Bir: Teleskopta bir sorun vardı. İki: Uzmanların verileri yorumlamasında bir sorun vardı ve üç: Evreni anlama şeklimizde bir sorun vardı.

YOK BÖYLE BİR BÜYÜKLÜK

Avustralya'daki Swinburne Teknoloji Üniversitesinden astrofizik doçenti Dr. Ivo Labbé ve ekibi, bu gizemli noktaları ilk fark edip incelemeye başlayanlardı. Dahası inceledikçe noktalar daha da kafa karıştırıyordu.

Bu noktalar altı adet büyük kütleli galaksi gibi görünüyordu ama bu kadar büyük kütleli olmaları hiç mantıklı değildi.