BAGIRSAK FLORASI

Bilim insanları yıllardır şunu söylüyor: Bağırsak bakterilerimizi seversek onlar da bizi sever ve sindirimi kolaylaştırmaktan hastalıklarla savaşmaya kadar pek çok konuda bize yardımcı olurlar. Şimdi ise yeni araştırmalar gösteriyor ki mikrobiyomumuz, yaşlanmanın etkilerine karşı koymamızı bile sağlayabilir.

- DR. HELEN PILCHER

Marketlerde şöyle bir turladığınızda "dost bakterilerle" dolu ürünlerle karşılaşmanız an meselesi. Bunları yiyip için, sağlığınıza sağlık katsınlar! Artık bağırsaklarımızın mikroplarla dolup taştığını ve “özel” yoğurtlarla bu mikropları takviye edilebileceğimizi biliyoruz. Bakterilere bir yaşam alanı sunuyoruz ve karşılığında onlar da yemekleri sindirmemize yardım ediyor. Karşılıklı fayda üzerine kurulu güzel bir ilişki...

Ama işin aslı o kadar da toz pembe değil. Dost gibi görünen bu kalabalığın arasında karanlık bir grup da gizleniyor. Bu mikrobik isyancılar biz yaşlandıkça ortalığı karıştırmaya başlıyor.

Giderek artan kanıtlar gösteriyor ki bağırsak bakterilerimiz yaşlanmayla bağlantılı hastalıklar, güçsüzlük ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi pek çok olumsuz süreçte başrol oynuyor. Ama hemen umutsuzluğa kapılmaya gerek yok. Yaşlanmayı tamamen durduramasak da mikrobiyomun gücünden doğru şekilde faydalanarak daha sağlıklı ve güçlü bir şekilde yaşlanabiliriz.

İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE

Bağırsak mikrobiyomu; bakteriler, virüsler ve mantarlar da dâhil olmak üzere 100 trilyonun üzerinde mikroorganizmadan oluşuyor. Hepsini toplasanız bir hamster kadar ağırlığa ulaşıyorlar. Ama onlar tek bir yerde değil, ağızdan anüse kadar insan sindirim sisteminin her yerinde yaşıyor.

Doğumda oluşmaya başlayan bu mikrobiyom, çocukluğun başlarında şekilleniyor. Ne yediğimiz, nerede yaşadığımız ve nasıl bir hayat sürdüğümüz mikrobiyomu etkiliyor. Zamanla iyi, kötü ve hem iyi hem kötü bakterilerden oluşan koloniler kuruluyor ve bunlar onlarca yıl boyunca genel olarak sabit kalıyor.

Bu süre boyunca iyi bakteriler çoğunlukta oluyor. Besinsel lif gibi sindirilemeyen besinleri parçalayarak vücudumuza enerji kazandırıyor; K vitamini ve folat gibi hayati besin maddeleri üretiyorlar. Ayrıca kötü bakterilerin çoğalmasını önleyerek bizi hastalıklardan koruyorlar.