Yüzme geçmişiniz olduğunu biliyoruz, adınız da sudan geliyor. Sizi kimler yönlendirdi? İlginizi nasıl keşfettiniz?
Su benim her zaman çok sevdiğim bir yer oldu. Sekiz dokuz yaşlarında yaz okuluna giderken antrenörüm takıma aldı. Sonra profesyonel yüzme hayatım başladı. Yarışlar, gece gündüz antrenman yapmak zorluyordu okulla beraber. Yüzme o zamanlar futbol, voleybol gibi getirisi olan bir spor da değildi. Sonra üniversite başladı ve yüzme kariyerim bitti. Çok da üzülüyordum o konuda.
Sonrasında sualtına mı geçiş yaptınız?
Üniversite boyunca doğa sporlarıyla çok uğraştım. Okulda, AKUT gibi kendi kulübümüz vardı YUDAK adında. Tüplü dalış ve doğa hayatıma o zaman girdi... O kadar sevdim ki orada adeta kendimi buldum. Dalmak mükemmeldi. Kaş’ta, Bodrum’da, İzmir’de dalıyordum. Finans okuyordum ama “Hayatımı böyle kazanmak istiyorum” diyordum daha o zaman. Mezun olur olmaz görüşmek için Deutsche Bank davet etti. Altı sene önce altı aylığına bu işe başladım. Doğma büyüme İstanbulluyum. “Bu bitince, Kaş’a gider bir tekne bulurum, onda yatıp kalkarken dalış eğitmenliği de alırım; hayatım böyle geçer” diyordum. Fakat şartlar yüzünden bir türlü de bırakamadım. Ama hiçbir zaman sudan vazgeçmedim. Eski yüzücü olduğum için federasyondan antrenörlük belgemi aldım. Bağımsız olarak sadece keyif için yüzme antrenörlüğü yapmaya başladım.
Serbest dalış da bir hobi olarak mı başladı?
Esta historia es de la edición Ekim 2023 de Naviga.
Comience su prueba gratuita de Magzter GOLD de 7 días para acceder a miles de historias premium seleccionadas y a más de 8500 revistas y periódicos.
Ya eres suscriptor ? Conectar
Esta historia es de la edición Ekim 2023 de Naviga.
Comience su prueba gratuita de Magzter GOLD de 7 días para acceder a miles de historias premium seleccionadas y a más de 8500 revistas y periódicos.
Ya eres suscriptor? Conectar
Hakkı Baba
Kalamış'ta yelkenin bir Hakkı Baba'sı vardı. Aslına bakarsanız bizim spor jargonumuzda büyüklerimiz hep ağabey ve abladır. Yaşı ne olursa olsun eski bir sporcuya amca veya teyze diyemezsiniz. Buna çok dikkat etmek gerekir. Bizden büyük nesilden sadece birinin farklı ismi vardı: Hakkı Görgün. O ağabeyimiz hep Baba” adıyla anılırdı, o yelken sporunun sevgili Hakkı Baba'sıydı.
Eski sofraların anlattıkları
Araştırmacı bir şef olan Vedat Başaran, uzun yıllardır unutulmuş lezzetleri gün yüzüne çıkarıyor. Bunlar içinde de en çok denizden çıkanlara odaklanıyor. Çünkü kıyı kültürünün geçmişinde hayatın her alanına etki eden, halkları, ülkeleri birbirine bağlayan önemli bir etkisi olduğunu düşünüyor. Öyle bir İstanbul hayal edin ki esnaf lokantalarında ıstakoz pişiyor, balık alayları düzenleniyor; tavernalar müdavimlerini ramazan ayı sonrasında uskumrudan yaptığı unutma beni dolması\" ile geri çağırıyor... Başaran'dan bu hikayeleri dinledikçe, dört denizinde dört ayrı kültürün zenginliğini yaşayan bir ülke olarak neleri yitirdiğimizi daha iyi anlıyoruz.
Anın büyüsüyle renklenen spor
Bir eli dümende bir eli deklanşörde yarışlara katılan Cemil Tamay'ın gönlünü resme kaptırması üniversite yıllarına dayanıyor. İlk flaş” yirmi yıl önce bir koyiçi yarışta çakmış ve bugün binicilikten yüzmeye, basketboldan kayağa kadar çok sayıda anı duvarlarımıza taşıyor. Sanat ve sporu aynı tabloda buluşturan sanatçının amacı birbirinden farklı görünen bu iki disiplini birden sevdirebilmek, insanlara ulaştırabilmek. İstanbul Spor ve Sanat Müzesi için girişimlerini başlatan Tamay'ın hedefinde farklı dallardan sanatçıların, sporun dinamizminde buluşturduğu eserlerini bu müzede sergileyebilmek var.
Peş peşe dört kulaç
Yeni Zelanda'nın kuzey ve güney adaları arasında bulunan 15 millik Cook Boğazı, iki ay içinde dört Türk sporcuyu ağırladı. Açık su yüzücülerimiz Bengisu Avcı, Aysu Türkoğlu, Murat Öz ve Kamil Resa Alsaran sırayla bu etabı tamamlayan isimler oldular. Zorlu şartlarıyla bilinen Oceans Seven Okyanus Yedilisi) duraklarından biri olan geçiş, her atlet için ayrı mücadele gerektirse de birlikteliklerinden kuvvet, destek ve yeni ilhamlar doğuyor.
Bu havada nereye?
2.572 kilometrekarelik bir alanda bulunan 220 adanın en az nüfusa sahip küçük adalarından biri olan Koufonisia'dayız. Sadece 370 kişinin yaşadığı adada balıkçıların yardımıyla rıhtıma bağlandık. Fakat sabah hava öyle bindirdi ki usturmaça kılıflarımız parça parça oldu. Kuytu bir yere geçme girişimimizden sonuç çıkmayınca sahildekilerin Bu havada nereye gidiyorsunuz?” bağrışları arasında denize açılmaya karar verdim. Kapana sıkışmaktansa açık denizde olmakta fayda var!
Keyifte üçüncü nesil
Alman mühendisliğinin zarafeti ve gücü, Volkswagen'in sevilen modeli Tiguan'ın üçüncü neslinde bir araya geldi. Yenilikçi tasarımıyla dikkatleri üzerine çeken otomobil, modern çizgileriyle alımlı bir duruş sergiliyor. Yolculukları daha keyifli hale getirmeyi amaçlayan Tiguan, sürücü odaklı özellikleriyle bunu başarmış görünüyor. Bu defa karada ama yine denizin kenarında bizimle bir Tiguan gezisine çıkmaya hazır mısınız? Kemerlerinizi bağlayın o halde.
Poseidon'un atları
Denizin ruhuna uzanan yolculuğumuzdaki konuğumuz bu kez denizatları. Haklarında çok yazılar yazılmıştır, çok hikayeler anlatılmıştır. Kimi için bir süs eşyası, kimi için bir dilek tutucu, kimi için de düşsel bir yaratık olmuştur. Mitolojide, kıyılara vuran ölü denizatlarının aslında derinlerdeki Deniz Tanrısı Poseidon'un arabasını çeken dev aygırların yavruları olduklarına inanılırmış. Kıyılarda ölü denizatlarını gören balıkçılar sefere çıkmadan önce Poseidon'u ve deniz perilerini Nereidler) hoşnut etmek için denize içi şarap dolu kupalar atarlarmış. İşte bu efsanelere konu olan denizatlarının yaşam alanlarının Marmara Denizi, İzmit Körfezi ve Karadeniz olduğunu biliyor muydunuz?
%100 Türk kaptan
Standart otopilotlardan farklı, çok akıllıca tasarlanmış, kolay kurulan ve kullanılan, teknede hiçbir iz bırakmadan, dışarıdan yardım almadan, 5 dakikada kendimizin söküp takabildiği bu yeni nesil otopilotu denemek üzere Naviga ekibi olarak Tuzla Marina'da iHoy Captain'in üreticisi Ergun Altıntaş ile teknesinde buluştuk. Öncesinde tabii ki internet sitesini incelemiştim ama böyle bir ürünün Türkiye'de geliştirilip üretilmesi bir yana kalitesi, tasarımı, tüm teknelere uyumluluğu, montaj kolaylığı açısından gördüklerim beni çok heyecanlandırdı.
Bildiğiniz tersanelerden değil
Yacht Factory, 200.000 metrekarelik alanıyla gerçekten uçsuz bucaksız bir tersane. Modern refit, bakım, onarım ve karapark hizmetlerinin yanı sıra yeni inşa da yapacak firma, 110 yat barındırma kapasitesiyle çok etkileyici bir yatırım. Bu dev alanı ince ince işlemesi için kendi alanının 'en iyileri' olarak nitelendirdikleri marifetli bir kadro da görev yerlerini almış durumda. Charter sektörüne eklenen yeni rotalarla tazeleyen rüzgârın ülkemiz için çok büyük bir şans olduğunu vurgulayan CEO Aykut Özgülsün'ün Yacht Factory'yi önce Türkiye'de sonra da dünyanın her yerinde duyuracaklarına inancı tam.
Rüzgâr tanrısı ile tanışma(2) Seyir başlıyor
Geçen ay sizlere Aeole'ü alım sürecini ve teknemin seyre hazırlanmasını anlatmıştım. Şimdi sira Trieste'den Bodrum'a getirmek için arkadaşım Mümtaz Ünel, damadım Ali Tezdiker ve Süleyman Özsezgin'le çıktığımız 990 millik seyirde...