İstanbul'un yeni eğlence çılgınlığı: DJ Kıvanç Kasar ile Altın Saatler

Kıvanç'la röportaj yapmadan hemen önceki hafta sonu, onu yerinde izlemeye gittim.

- 

Yani Klein'daki Atın Saatler'e. İzleyince anlıyorsunuz, o bir DJ'den çok daha fazlası ve kalıpların dışında tanım-sız bir eğlence anlayışı var. Öncelikle tek bir kabinde çalmıyor. Gece boyunca elinde tableti, farklı istasyonlarda, onu izlemeye/dinlemeye gelenlerle iç içe. Gözünüzü bir an kendisinden ayıramıyorsunuz. Parçalara eş-lik ederken kullandığı vücut dili ve kostüm-leri, izleyenlerde “bu gösterinin tek bir ânını bile kaçırmamalıyım hissi” uyandırıyor. Kı-vanç'ın sadece ve sadece eğlenmek için orada bulunan bir kitlesi var. Öyle ki, dans etmeyip, mekânı erken terk etmeye kalkarsanız, kal-manız için sizi ikna etmeye çalışabilirler. Biz-zat yaşadım. Bu gecenin ardından Kıvanç'la, Altın Saatler'de ne olup bittiğini, fikrin nasıl ortaya çıktığını ve bizi bundan sonra neler beklediğini konuştuk.

Adı kulaktan kulağa dalga dalga yayılan “Altın Saatler” nedir?

Mekânın ismi. Herkes etkinlik zannediyor ama değil. 'Altın Saatler', 'Neşeli Günler' gibi bir isim. Baktık her şeye de oluyor.

Nasıl başladı hikâyesi?

Babamı, vefatından önce son kez gördüğüm-de bana “Sen bu sene Çeşme'ye git” dedi. Onu kaybettikten sonra Çeşme'ye gittim, çok ya-kın bir arkadaşım var orada. Bana bir bahçe gösterdiler. Sahibi de beni duymuş. Davet etti. Bahçe çok hoşuma gitti. Arabamı ve elimde-ki tüm parayı verdim. Babamı dinledim ama kendi kendime “başıma iş aldım” dedim. Çeşme'deki mekânı biraz erken açmaya ka-rar verdim. Çünkü gün batımında bahçe çok güzel oluyordu. Buradan yola çıkarak mekâ-nın ismini 'Golden Hour' koymak geldi aklı-ma ama çok beğenmedim. Sonra Türkçesini düşündüm. 'Altın Saatler' olsun dedim. İki ismin de tescilini aldım.

Altın Saatler şu an İstanbul'da Klein'ın içinde. Yollarınız nasıl kesişti?