EPISODE Magazine - Sayı 22: Eylül - Ekim 2020

In this issue

Polisiye edebiyat tarihinin en derinlikli kalemlerinden olan Henning Mankell’in yazdığı roman serisinin baş karakteri Kurt Wallander. Serinin ilk kitabı Ölümün Karanlık Yüzü’nde tanıştık Wallander ile, 40’lı yaşlarında, çok sevdiği eşi Mona tarafından terk edilmiş, alkole biraz fazla düşkün, yalnız, yer yer umutsuz bir polisti. 2009’da yayımlanan serinin son kitabında Kurt Wallander’a veda etmiştik. Adalet anlayışı, işini yapma biçimi, İsveç’te karşılaştığı suçlara yaklaşımı, dünyayı sorgulayışı, Wallander’ın her romanda daha da unutulmaz bir karakter olmasını sağlamıştı.
Daha önce İsveç yapımı ve BBC yapımı iki farklı diziyle ekranlara da taşınmıştı Wallander. Netflix’te bu ay yayınlanan Young Wallander ise, bizi, Wallander’ın hiç okumadığımız, hiç izlemediğimiz yıllarına, yaşamının önemli bir dönemine götürüyor. 20’li yaşlarının başına, henüz çaylak bir polis memuru olduğu döneme. Henning Mankell’in fikri ve önerisiyle başlayan proje maalesef Mankell’i kaybetmemizden 5 yıl sonra izleyiciyle buluştu.
Mankell romanlarını okuyanlar ve çok sevenler için eski ve özlenen bir dostla yeniden buluşmak anlamına gelen Young Wallander dizisini izledikten sonra Episode’un kapağına taşımaya hemen karar verdik. Mankell romanlarının tadını, ruhunu ve duruşunu hiç bozmadan yazılan bir senaryo, bizi Mankell’in eserlerinde 40’lı yaşlarında tanıştığımız o yalnız adamın, heyecanlı gençlik günlerine götürüyor. O yalnız ve genelde umutsuz olan adamın, neden böyle bir insan olduğunu anlatıyor. Üstelik İsveç’te ve dünyanın pek çok ülkesinde yaşanan adaletsizlik, eşitsizlik ve yozlaşmayla hesaplaşarak yapıyor bunu...
Young Wallander dizisinin yapımcısı Berna Levin, senaristi Ben Harris, başrol oyuncusu Adam Palsson ve dizinin diğer oyuncuları Leanne Best, Ellise Chappell, Yasen Ataour, Charles Mnene ile Wallander karakterini, Young Wallander’ı, Mankell’i konuştuk.