BEYNİNİZİ DONDURABİLİRSİNİZ AMA SONRADAN ÇÖZEBİLSENİZ BİLE SİZ ARTIK SİZ OLMAZSINIZ

Kafanızı kriyojenik olarak dondurarak ölümden kaçma şansınız hâlâ sıfırın altında.

- DR. DEAN BURNETT

Böylesine çalkantılı ve belirsiz zamanlarda kriyoniğe olan ilgi kaçınılmaz olarak yeniden artıyor. Kriyonik, insan bedeninin gelecekte tıbbi teknolojiler yeterince ilerlediğinde diriltilebilmesi umuduyla dondurulup saklanmasına deniyor. Bunun cazibesi ortada: Hayatınıza son veren şey her neyse onu “geri alıp” kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz.

Ama kriyoniğe yönelik heyecan ne kadar artarsa artsın değişmeyen bir gerçek var: Şu anda bu süreç anlamlı bir şekilde çalışmıyor ve çalışması için aşılması gereken ciddi sorunlar var.

Öncelikle birini kriyojenik olarak dondurma işlemi o kişi ölmeden yapılamıyor. Neden mi? Çünkü canlı bir bedeni dondurmak başlı başına ölümcül bir işlem ve kişi buna razı olsa bile insanları öldürmek yasa dışı sayılıyor.

İnsan vücudu büyük oranda sudan oluşuyor. Hücrelerimizi ve dokularımızı canlı ve işlevsel tutan hayati sıvıların çoğunluğu su. Ancak suyu dondurduğunuz zaman buza dönüşüyor. Katı, genleşen, dikenli bir buz… Yaşayan hücreler aniden bu buzla dolarsa ciddi şekilde zarar görüyorlar. Çilek gibi şeyleri dondurup çözdüğünüzde lapa gibi olmalarının sebebi de bu. Çileğin dokusuna şekil veren hücreler ciddi şekilde bozuluyor.